İstanbul’da, aynı mahallede, aynı meydanda iki rakip düğün salonu...
Bir tarafta, orada evlenenlerin ayrılmadığına inanılan, eski düğünlerin nostaljik tatlarını yaşatan, yıllanmış “UĞURLU DÜĞÜN SALONU”... Diğer tarafta; onu yıpratmayı amaç edinmiş, duygusuz ve göstermelik düğünlerin mekanı “KUDRET DÜĞÜN SARAYI”... Biri, AVNİ BEY’in muhafazakar tutumuyla, eskisi kadar rağbet görmeyen bir salon... Diğeri tüccar zihniyetli KUDRET’in işlettiği, çağa ayak uydurmuş, modern, dolup taşan bir mekan...
Ve bir gün Urfa'dan İstanbul'a şöhret olmak için bir türkücü gelir..
Şanlıurfa’dan kalkıp gelen türkücü Bayram tesadüfler sonucu Uğurlu Düğün Salonu’na şarkıcı olur. Yetimhanede büyüyen Bayram’ın asıl amacı, şöhret olmak ve böylece yıllardır aradığı anne babasının ortaya çıkmasını sağlamaktır.
Urfa'dan gelen, gariban olduğu kadar sevimli köy delikanlısı, kendisini yirmi beş yıl öncesinin hesaplaşması içinde bulurken, gönlünü de salon sahibinin kızı Çiçek'e kaptırmıştır